Japonya, Doğu Asya ülkeleri arasında en merak ettiğim ülkelerden biri. Japonya’yı biraz araştırdığımda sadece varlığından haberdar olduğumuz bir ülke olmadığını gördüm? Şimdi duyacaklarınızın ardından Japonya’nın dünyadaki en ilginç ve renkli yerlerden biri olduğunu düşünebilirsiniz. Sahi Japonya denilince aklınıza ilk ne geliyor? Sadece Japonlara özgü manga sanatıyla oluşturulan animeler mi? Yoksa ateşli şekilde topa vuruşlarıyla Y kuşağının zihninde yer edinen tsubasa mı? İlk akla gelen bunlar olabilir ancak Japonlar son derece zengin bir kültüre sahip ve bunun izleri de, hayatlarının her alanına yansımış durumda. Gelin sizinle Japonya’yı keşfe çıkalım. Japonya ve Japonlar hakkında, duyunca şaşıracağınız 6 ilginç şeyin ne olduğunu merak ediyorsanız videomuzu izlemeye devam edin…
Japonya gibi bir ülkeyi sadece Osaka, Kyoto ve Tokyo gibi tek bir adadan oluşuyor zannetmeyin. Çünkü Japonya, kilometrelerce uzunluğa sahip bir ülke ve 6 bin küsur adadan oluşuyor. Üstelik bunların iklim özellikleri de birbirinden farklı. Japonya’da bir yerde kar yağarken diğer bölgelerde denize giren insanları görme ihtimaliniz oldukça yüksek. Bu size başka bir ülkeyi hatırlattı mı? Türkiye gibi mesela.
Tabi iklim özellikleri açısından bizim ülkemize benziyor olabilir ancak kültürel açıdan bizden oldukça farklılar. Bize çocukken anne ve babalarımız, “Yemek yerken konuşulmaz evladım!” derdi. Oysa Japonya’da durum biraz daha farklı. Yemek yerken gürültü yapmak onların hoşuna gidiyor desem inanır mısınız? Çünkü yemek yerken ses çıkardıklarında yemeğin lezzetinin ortaya çıktığına inanıyorlar.
Eğer bir gün yolunuz Japonya’ya düşerse, ağzınızı şapırdata şapırdata gönül rahatlığıyla Japon yemeklerinin tadını çıkarabilirsiniz! Hatta Çatal-bıçakları tabaklarla dans bile ettirebilirsiniz. Ha bu arada Japonya’ya gittiğinizde “Yeter ki ses olsun, amaan bunlar sesin her türlüsünü seviyormuş zaten!” diye içinizden geçirip gaz çıkartmaya çalışmayın tabii. Son zamanlarda bizim ülkemizde de yemek yeme konusunda değişik akımları görüyoruz ve hayretle izliyoruz. Örneğin kuzu etine tokat atmaya çalışan kasaplar, havuç baklavanın ortasına dondurmayı serip ters çevirip müşterinin ağzına sokan garsonlar gibi…
2013’te yayınlanan bir haberde Japonya At Eti Birliği Başkanı Keizo Sawai, ülkede bir yılda 7 bin 461 ton at eti tüketildiğinden bahsediyor. Tabii ki bu onların damak lezzetinin olmadığını göstermez. Ama sonuçta zevkler ve renklerde tartışılmaz değil mi? Bu kadar eti nasıl bir ülke tek başına tüketiyor diye içinizden geçirmiş olabilirsiniz ancak Japonya yüz ölçümü bakımından Dünya’da 62. Sırada olmasına rağmen oldukça kalabalık bir ülke.
Sadece Tokyo şehri bile 38 milyon nüfusa sahip. Fakat buna rağmen oldukça sessiz ve sakin bir şehir. Nüfus bakımından da dünyanın en kalabalık 11. ülkesi seçilen Japonya, yaklaşık 126 milyonluk bir nüfusa sahip. Tokyo ise ise bu şehirlerin başını çekiyor. Son yapılan sayımlara göre Tokyo nüfusunda 2021-2022 arası dönemde 1-2 milyonluk bir azalma yaşandığı biliniyor. Ancak bu durum yine de Japonya’daki en yoğun insan nüfusunun Tokyo’da olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Bu kadar kalabalık bir nüfusa sahip olmalarına rağmen insan ömrünün ortalama en uzun olduğu 4. Ülke Japonya yaşam süresi ise yaklaşık 84,5 yıl. Biraz daha detaya indiğimizde: 2022 istatistiklerine göre Japonya’da kadınların ortalama ömrü 86.9, erkeklerin ortalama yaşam süresi ise 81.5 yıl. Bu veriler, güncel DSÖ verileri baz alınarak ifade edilen rakamlar. Bu kadar yaşam süresi olunca tabi doğal olarak uzun yaşamanın sırrını merak etmiyor değil? Peki Japonya’da en yaygın ölüm sebepleri ne olabilir sizce? Siz düşünmeden ben söyleyeyim, koroner kalp hastalığı bu sebeplerin başında geliyor ancak bunun yanında akciğer kanseri, inme ve intihar vakaları da hayli yüksek olduğu söyleniyor. Yine BBC’nin yaptığı bir habere göre Japonya’da 2020 covid salgını ile intihar vaka sayısı 2 bin 153 ulaştığı bilgisine ulaşıyoruz.
Bu bilgilerden yola çıkarak covid salgınının Japonya üzerinde olumsuz etkileri olduğu aşikar. Yine normalde suç oranının düşük olmasıyla öne çıkan bu ülkede, suç işleme oranları, 2020 itibariyle 1945 dönemi sonrası en düşük seviyesini görmüş durumda. Başka bir ifade ile İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, Japonya’da en az suç işleme oranı 2020 yılında kaydedilmiş. Peki bunun sebebi ne olabilir sizce?
Pandemi Japonya insanını ibret almaya sevk edip doğru yola mı döndürmüştü yoksa? Somut verilerle biraz daha detaya inecek olursak: 2020 itibariyle Kapkaç başta olmak üzere sokak suçları %27 azalmış. Cinayetlerin oranında da %9,7’lik kayda değer bir azalma görülüyor. Bunun yanında internet yoluyla şüpheli bağlantı teşebbüslerinde ve siber suçlarda da 2020 yılından itibaren ciddi bir artış gözlemlenmiş. Esasen, pandemi ile ilgili düşüncelerimizde çok da haksız olmadığımız ortaya çıkıyor. Çünkü yetkililer, “Evde kal” çağrısının Japonya’daki bu durum üzerinde büyük etkisi olduğunu düşünüyor.
Japonya’nın hep iyi ve ilginç yanlarından bahsettik. Kötü yanlarını da size Japon Hamza anlatsın Hamza’nın biraz kanalını inceledim. Adından da anlaşılacağı üzere Hamza bir Türk ve japonya’da yaşıyor. Japonya ve Japonlar hakkında merak edilenler hakkında güzel içerikler üretiyor.
Japon hamza kanalının linkini açıklama kısmına eklerim. İşte bugünlük bu kadar…